Karşılarına çıkan kötü davranışları affetmedikleri gibi, kin tutma duyguları fazladır.
Yalan söyleme ve gerçekleri saptırma oldukça yaygındır.
Herkesten üstü olduklarını düşünerek, ukalalık yapar, kendine fazla güvenirler.
Otoriteye karşı baş kaldırma eğilimleri vardır.
Kuşku duyma, kıskançlık ve çekememe duyguları baskındır.
Sorumluluk almak istemez ve suçunu üstlenmekten kaçınırlar.
Çevresinden gelen normal davranışları bile kötü olarak algılamak.
İnsanların sadakatlerinden şüphe duymak ve çevresine güvensiz olmak.
Sadece kendilerini korumak amacıyla, aşırı derecede saldırgan tutum sergilemek.
Başkalarını suçlama eğilimi içinde olmak.
İnatçı, sabit fikirli ve ketum bir yapıda olmak.
Her an için kızmaya, agresifleşmeye ve öfkelenmeye hazır olmak.Paranoid kişilik bozukluğunun nedenleri nedir? Genç ergenlik döneminde başlayan bozukluk, farklı koşullarda ortaya çıkar. Yalnızlık, aşırı hassasiyet, arkadaş edinememe, fanteziler, tuhaf karşılanacak düşüncelere sahip olma gibi belirtiler görülür. Çocukluklarında aile sorunları yaşamış, sömürüye uğramış olabilir. Ailesinde olan aşırı baskı ve öfkenin kendi özellikleri olmayıp, sadece karşısındakilerde bulunduğunu düşünürler. Kendilerini yetersiz görüp, aşağılandıklarını hissederek bunun için çevresini suçlarlar. Bebeklik dönemlerinde kızgınlık ve sevginin aynı anda olabileceğini öğrenemeyenler de risk altındadır. İki duygunun aynı insanda bulunmasını sağlamaya çalıştıklarında, nefretin sevgiyi yok edeceğini düşünerek, anksiyete durumu yaşarlar. Bunu engelleyebilmek için, tüm kötü şeyleri dışarıdaki insanlara yöneltirler. Dış dünyanın kendini kurban edeceğine, sürekli olarak kendisini korumak için savunmaya geçmesi gerektiğine inanır ve yaşamlarını böyle sürdürürler. Bu kişiler benlik gelişimlerini tamamlayamamışlardır. Kişilerde hakkımda iyi düşünmediğini tahmin ediyorum yerine, hakkımda iyi düşünmediğinden eminim, görüşü oluşur. Paranoid kişilik bozukluğu tedavisi nasıl yapılır? Kişilik bozukluklarında uygulanan psikoterapi yöntemi bu hastalara da uygundur. Ancak bu kişiler, kendi istekleriyle tedaviden kaçınırlar. Başkalarına güvensiz olduklarından, sır vermeyi istemezler. Bu yüzden terapi sırasında bu hastaların güvenini kazanma oldukça önemlidir. Terapistin hastayı suçlamadan ona güven duygusu aşılaması gerekir. Grup tedavisine uygun olmadıklarından, bireysel yapılan terapilerde başarılı olunabilir. İlerleyen dönemlerde hasta terapistin kontrolüne girmelidir. Tedavide hastaların utandırılmaması gerekir. Kendilerini küçük düşmüş hisseden hastalar korkacağından, tedavi amacına ulaşmamış olur. Hastanın ikna olması önem taşır. Sosyal becerileri düzeltmek ve kuşkucu hali azaltmak için davranış tedavisi uygulanır. Bazı hastalarda psikoterapiye destek olması açısından, ilaç tedavisi de kullanılabilir.
top of page
Ara
bottom of page
Comments