Zor durumlarda, mesela bir çocuk hastalandığında ya da bir aile üyesi vefat ettiğinde, psikolojik danışmanlık çok yardımcı olabilir. Viktor Frankl’ın söylediği gibi, tutum kişisel bir seçimdir. Terapistler, zor zamanlardan geçen hastaların iyi bir tutum geliştirmesine katkıda bulunabilir.
Viktor Frankl, Auschwitz ve Dachau da dahil olmak üzere üç yıl boyunca toplama kamplarında yaşamış Avusturyalı bir psikiyatristti. Bu deneyimden sonra kitaplar yazdı ve her şeye rağmen, yaşamak için her zaman bir sebep olduğu sonucuna vardı. Psikologların yaptığı bir şey, hastalarının yaşamak için hangi nedenlere sahip olduklarını öğrenmek için sorular sormak ve tünelin sonundaki ışığı görmelerine yardımcı olmaktır.
“Bir insandan her şey alınabilir, tek bir şey hariç: insan özgürlüklerinin sonuncusu – herhangi bir koşulda kendi tutumunu seçmek, kendi yolunu seçmek.”
– Viktor Frank
Psikolojik Danışmanlık: bir ilişki aracı
Psikolojik danışmanlık, hastanın kendisi ve sağlığı için en iyi kararı verebilmesi için sorular üzerinde düşünmesini sağlamaktır. Danışmanlığın amacı hastanın olası yeterlilik düzeyini mümkün olan en düşük duygusal maliyetle maksimize etmektir. Bunu yapmak için terapist üç temel tutumdan işe başlayacaktır: sıcaklık, mevcudiyet ve merhamet. Ayrıca temel beceriler şunlardır:
Duygusal yönetim: Duygular doğaldır. Bunları tanımak ve kabul etmek ilk adımdır. Danışmanlıkta, terapist hastaya duygularını yönetmeyi öğretir.
Etkili iletişim: Terapist hastaya karşı otoriter veya babacan davranmamalıdır. Terapisting görevi, emir vermek ya da korumacı davranmak değildir. Karar alabilmesi ve sorunlarını kendi başına çözebilmesi için hastaya otonomi ve gerekli araçları vermektir.
Sınırlama ve duygusal destek: Acı çekmenin getirdiği duygular güçlü ve çeşitlidir. Bu duyguların durdurulmaması, daha ziyade meşrulaştırılması ve eşlik edilmesi gereklidir.
Problem çözme: Hasta ve terapisti bir araya getiren bir karar verme süreci.
Psikolojik Danışmanlık: dört adımda etkili iletişim
Danışman ve hasta arasında etkili iletişim kurabilmek için:
Biraz durun ve kendinizle bağlantı kurun. Danışmanın, nefesiyle bağlantı kurarak şu ana odaklanması önemlidir. Bu sayede hastaya doğru cevap verebilmek için zamanları olur.
Doğrulayın. Doğrulama, hastanın duygularını dinlemek ve empati yapmak anlamına gelir. Bu, hastanın bakış açısını meşrulaştırmak ve davranışının geçerli bir sebebi olduğunu görmesini sağlamak anlamına gelir. Kabul edildiğini ve onaylandığını hissettiğinde, iletişim kanalları açılır. Danışman hastanın düşüncelerini veya davranışlarını kabul etmeyebilir, ancak bunları anlayabilir ve doğrulayabilir. Hastaya ne yapması gerektiğini söyleyip hatalarını düzeltmek yerine hastanın ihtiyaçlarını ve endişelerini anlamaya, onu dinlemeye ve harekete geçmesine yardımcı olmaya çalışmalıdır.
Soru sorun. Bu adım psikolojik danışmanlığın temelidir. Burada amaç, uzmanın , iyi bir karar vermesine yardımcı olmak için hastaya açık ve stratejik sorular sormasıdır. İletişimi kolaylaştıran bazı açık sorular şunlardır: Hastalığınız hakkında neler biliyorsunuz? Neleri öğrenmek istiyorsunuz? Nasıl hissediyorsunuz? Size nasıl yardımcı olabilirim?
Tartışın. Diyalog, hastayı bilgilendirmek ve onunla bakış açılarını paylaşmak için gerekli araçtır. Yapıcı eleştiriler kullanmak ve değişiklik önermek oldukça faydalıdır. Danışman problemi tanımlayarak ve problemli davranışların ürettiği duyguları ifade ederek başlayabilir. Daha sonra alternatifler sunabilir ve öneride bulunabilirler.
Problem çözme modeli
Son olarak, hastaya karar vermede yardımcı olmak için aşağıdaki problem çözme modeli yardımcı olabilir. Model aşağıdaki adımlara ayrılmıştır:
Soruna yönelmek. Bu, hastanın problemle karşılaştığı zaman aldığı tavırla ilgilidir. Bu tutum kaçınma, dürtüsellik, eyleme geçme isteği vb. olabilir. Hastanın tutumu belirlendikten sonra, terapist olumlu bir tutumu teşvik eder, problemi bir meydan okuma hâline getirir ve kişisel gelişimi teşvik eder.
Hem hasta hem de danışmanın bakış açılarını araştırarak sorunu tam olarak tanımlayın.
Alternatifler arayın. Beyin fırtınası bir yöntemdir.
Beyin fırtınası sırasında oluşturulan her seçeneğin artılarını ve eksilerini dengeleyin.
En uygun seçeneği seçin.
Eyleme geçin. Adım adım bir plan yapın. Aşamalar, hastanın pes etmemesi için kolay ve uygulanabilir olmalıdır.
Yeniden değerlendirme. Seçilen plan yapıldıktan sonra, terapist ve hasta planın nasıl gittiğini gözden geçirmeli.
Sorun belirli bir davranış nedeniyle iyileştiyse, bu davranış teşvik edilecektir. Aksi hâlde bir sonraki adım, bunun nedeni ve ne yapılacağı üzerinde düşünmektir.
Kısacası, yukarıdaki araçlar hastanın kendi kararlarını almasını ve kendi yaşamından sorumlu hissetmesini teşvik etmek için tasarlanmıştır. Ancak o zaman değişimin gerçekleşmesi muhtemeldir. Hastaya ne hissettiği ve düşündüğüne dair soru sorulmamışsa ve uzman her konuda dizginleri ele almışsa, sürdürülebilir bir çözüm üretilemeyecektir.
Comments